Trump saldırısı, yalnızca siyaseti değil, ekonomiyi de derinden etkileyecek gibi görünüyor. Vurulduktan sonra neredeyse ağzından çıkan ilk kelime olan “fight”, yakın gelecekte daha gergin bir küresel arenanın habercisi mahiyetinde. Neticede ABD; “savaş” diye haykırmaya başlamış durumda…
Dünya ülkeleri arasında gerginliğin tırmandığı zamanlar, insanlar yatırımlarını güvenli limanlara taşımak ister. Bu, tarih boyunca böyle olmuş, yükte hafif pahada en ağır olan “altına iltica” edilmiştir. Bu yüzden altın, “dünya güvensizlik endeksi” gibi çalışır ve savaş zamanları coşar, durur.
ONS 3 BİN DOLARA DOĞRU HIZ KAZANDI
Şu sıra 2,400 $ civarında olan altının onsu, bu yılsonu itibariyle “3 bin doları bulur” tahminleri zaten yapılıyordu. Trump sesinden “fight” kelimesiyle, 3 binlik ons, yılsonunu bulmayabilir. Belki eylül, en geç Ekimde 3 bin dolar kehaneti gerçeğe dönüşebilir. Zaten tırmanıyordu, hızlanmış olarak… Üstelik yılın son çeyreğinde tırmanan yalnız altın olmayacaktır. Bitcoin de bu tırmanışa eşlik edecek, daha ötesine geçerek, sağlam paraların yasal dayanaklarıyla güçlenmiş olacak. Daha düne kadar serbest düşüşe geçen Bitcoine, Trump’un “fight” nidası paraşüt etkisi yapmış, tırmanışa geçmişti.
İKİ SORU İKİ CEVAP / Altına dair…
Neden güvensizlik endeksi?
En bilindik ve tarih içinde test edilmişlik dışında altın, değerli bir madendir. Kıymetini sadece “nadirattan” değil, renginden, parıltısından, zihinlerdeki ihtişamından alır. Eğer fiyatı göreceli iniyorsa, dünyada barış ve huzur havası hâkimdir. Huzur gidince de genelde altın sahne alacaktır.
Altın nereye kadar tırmanır?
Görünen o ki, gelecek yıl 4 bin dolara dahi varacaktır. Zira Trump’un “fight” haykırışı belli ki daha huzursuz bir dünyaya girildiğini gösteriyor. Beş bin 500 yıllık tarihte 14 bin 500 savaş yaşanmış ve dünya bu süreyi sadece 6 gün savaşsız geçirmiş. Altın, güvensizliğin beslediği lanetli metal…
not / TRUMP’LI SİYASET TÜRKİYE’YE YARAR MI?
Tahminler Trump’un açık ara başkan olacağı yönünde. Her ne kadar ABD seçimlerinde adaylar henüz kesinleşmemiş olsa da, bu ay içindeki Cumhuriyetçiler kongresinde sabitleşecek. Demokratlar ise bunak Biden yerine Kamala Harris’i aday gösterebilir. Ancak bu durum neticeyi değiştirmeyecektir.
Trump’u önceki döneminden tanıyoruz. Dediğini yapmazsak ekonomimizi mahvedeceği tehdidini de unutmadık. Yönetim tarzı itibariyle kendisine “siyasetin heterodoksu” diyebiliriz ve yeni döneminde “çılgınca” kararlarıyla bizi, siyasetimizi, ekonomimizi derinden etkileme gücü kazanacağı kesindir. Gerçi Trump’un derdi biz değiliz, Çin’dir… Elinden kaymakta olan dünya liderliğini daha bir süre ABD’de tutmak adına ne gerekiyorsa yapacaktır. Buna savaş çıkarmak dâhil ve bunu zaten haykırıp duruyor.
Trump döneminde kısa vadede Türkiye’ye sıcak para, fon akışı hızlanabilir, o kadar. Fakat ne ABD sermayesi girişi ne de bu ülkeyle dış ticaret hacmimizin artışına yönelik gelişme beklemiyorum. Kaldı ki Halkbank davası Trump’un masasında duracak ve kendisine ambargo ricaları gelmeye devam edecektir. Trump, kaybetme sürecindeki bir ülkenin son mohikanı gibi…
Kafası bozulunca Çin dâhil, dilediği ülkeye vergi salan, ceza kesen, ABD’yi “haydut ülke” haline getiren ve otorite özleminin tırmandığı günümüzde; “savaş, savaş” diye kükreyen birinin ülkemiz için hayra alamet olduğunu söyleyemeyiz. ABD, 1991’deki Sovyetler’in yıkım sürecine girmiş olabilir mi?
Bu makale,ekonomim'den Şeref Oğuz'a aittir.