11 ili vuran deprem felaketinin ardından ekranlara yansıyan enkaz altından çıkarılan döviz ve altın görüntüleri tasarruf sahiplerini harekete geçirdi. Benzer durumla karşılaşmak istemeyenlerin yastık altında tuttukları altın ve dövizleri bankalara yatırmaya başladıkları söyleniyor.
Yaşadığımız deprem felaketi günlük yaşam tarzlarının sorgulanmasını da beraberinde getirdi. Birçok insan başlarına benzer bir durum geldiğinde hayatta kalabilmek için neler yapması gerektiğini daha sık düşünmeye başladı. Tabii bu seçimler insanların maddi gücüyle alakalı. Kimi evlerinin içinde kendilerine yaşama bağlayacak bölgeleri belirlerken kimi de riskin daha az olduğu yerlere taşınmayı gündemine almış durumda.
Günlük yaşamla ilgili sorgulamalar gibi insanlar servetlerini korumak için de harekete geçtiler. Deprem bölgelerinden ekranlara yansıyan enkaz altından çıkarılan altın, dövizler birikim sahiplerini yastık altı tercihlerini gözden geçirmeye itti.
Yastık altındaki servet
Türkiye’de en çok tercih edilen yatırım aracı nedir diye sorsak, ilk iki sırayı kesinlikle altın ve döviz alır. Geçmiş yıllarda yaşanan ekonomik krizlerin alım güçlerinde yarattığı erime vatandaşların yatırım tercihlerini döviz ağırlıklı olarak şekillendirdi. Altın zaten geleneksel olarak vatandaşların vazgeçilmez yatırım araçlarından. Dünya Altın Konseyi’nin geçmişte yaptığı araştırmalara göre, Türkiye’de yastık altında 5-6 bin ton civarında altın bulunuyor. Bankacılık sistemi dışındaki bu varlıkların sisteme katılması için ekonomi yönetimi tarafından geçmişte çok sayıda kampanya düzenlenmişti. Bu kampanyalarla bir kısım varlık sisteme katıldı ama istenilen düzeye hiçbir zaman ulaşamadı.
Konuştuğum bankacılar, 11 ili vuran deprem felaketinin ardından yastık altında tutulan altın ve dövizlerin bir kısmının bankalara yatırılmaya başlandığını söyledi. Verilere göre, 6 Şubat’taki deprem felaketinin ardından 195 milyar 477 milyon dolar olan bankalardaki döviz hesaplarının büyüklüğü 17 Şubat itibarıyla 190 milyar 520 milyon dolara geriledi. Yani DTH’larda yaklaşık 5 milyar dolarlık bir düşüş yaşandı. Bu gerilemenin 3.1 milyar dolarlık kısmı yurtiçi yerleşik bireysel tasarruf sahiplerinin hesaplarından kaynaklandı. Yastık altından gelen dövizlerin büyük bölümünün DTH hesaplarından ziyade kiralık kasalara ya da Kur Korumalı Mevduata (KKM) yöneldiği söyleniyor.
Dolarda dar bant hareketi sürüyor
Yükseliş trendinin kırıldığının teyidi için 18.37 TL desteğinin aşağı yönlü kırıldığının görülmesi şart. Bu gerçekleşmezse yükseliş trendinin altında fiyatlar oluşsa da hala bu trendin etkinliği söz konusu olacak. Teknik anlamda 18,37 TL seviyesinin altına gelinmesi durumunda ise 16.00 – 16.50 TL seviyelerine kadar bir geri çekilme olasılığı üzerinde durulabilir. Olası yukarı hareketlerde ise 18.98 – 19.00 TL'nin aşılması paritede kademeli olarak da olsa 20.40 TL seviyelerinin görülme riskini artırabilir.
Altında takip edilecek kritik seviyeler nerede?
Altının ons fiyatı haftalık bazdaki grafikte 30 Ocak 2023 haftasından beri kısa vadeli düşüş trendinde. Ancak 2018 Ağustos ayında başlayan uzun vadeli yükseliş trendi hala etkin. Kısa vadeli etkin olan trend fiyatların ana trendin destek noktası olan 1.784 dolar seviyelerine kadar gerilemesine neden olabilir. Normal şartlar altında bu bölgenin test edilmesi ons fiyatında yukarı yönlü bir tepkinin gelmesini sağlayabilir.
Beklenen tepki hareketinin gelmemesi fiyatların 1.751 dolar seviyesine kadar geri çekilme riskini beraberinde getirecek öneme sahip. Bu nokta oldukça kritik. Zira bu seviyenin da altına inilmesi altının ons fiyatının 208 Ağustos ayında başlayan uzun vadeli yükseliş trendinin de altına sarkması anlamı taşıyor ki bu da fiyatların 1.666 dolan trend desteğine kadar devam etmesine neden olabilir. Olumlu senaryoda 1.784 dolar desteğinin test edilmesi ve bir tepki hareketinin gelmesi fiyatların yeniden 1.876 ve 1.917 dolar dirençlerine ivmelenmesini artırabilir.
Ekonomi,Borsa ve Finans piyasalarını bizden izleyin,bir adım önde olun.
BORSASEANS.COM