Piyasadaki dolarizasyonu frenlemek için 19 Nisan’da yürürlüğe giren dövizle ödeme yasağı piyasada kur kavgasının fitilini ateşledi. Özellikle hammaddesi dövize endeksli sektörlerde işletmeler, ödeme günü hangi kurun kabul edileceği noktasında ihtilaflar yaşıyor. Uygulama, tahsilatların gecikmesine de yol açıyor.
Piyasadaki dolarizasyonun önüne geçmek adına getirilen TL ile ödeme zorunluluğu, firmalar arasında kur kavgası başlattı. Ödeme günü hangi kurdan ödemenin yapılacağı noktasında firmalar arasında ihtilaflar yaşanırken, bazı işletmeler yurtdışında şirket açmayı gündemlerine almaya başladı. Dövizle ödeme yasağı firmaların kendini hedge edebilmelerinin de önüne geçerken, işletme sermayesini tedarikçiden fonlayabilen sistem belirsizlikten dolayı tedarikçi finansmanını da kaybediyor. Aynı zamanda bazı bankaların uygulamanın devreye girmesinden sonra döviz alış-satış makasını açtığından şikayetçi olan iş dünyası, işletmelerin kambiyo zararının bir miktar önüne geçilebilmesi için, ilk adımda ihracatçılara bir destek bekliyor. Sektör temsilcileri, firmaların ihracat gelirini ithalat için kullandığı hallerde, bankaların buradaki kambiyo gelirini bu rakamdan sıfırlamasına yönelik düzenleme bekliyor.
Piyasada kur ihtilaflarına neden olan uygulama, Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile 19 Nisan’da yürürlüğe girmişti. Tebliğde menkul satış sözleşmelerine konu ödeme yükümlülüklerinin, Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunluluğu getirilmişti. Dövizle ödeme yasağı getiren uygulama, aynı zamanda döviz çeki yazılmasını de engelliyor.
Odalar zararın en aza indirilmesine yoğunlaştı
Henüz 1 aydır yürürlükte olan ve özellikle ithal girdisi yüksek olan sektörlerde operasyonel yüke, kur anlaşmazlıklarına ve kambiyo zararlarına neden olan uygulama iş dünyasının tepe örgütlerinin de gündeminde ilk sıralarda yer alıyor. Hem İstanbul Ticaret Odası (İTO) hem de İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) son meclislerinde konu gündeme gelirken, oda başkanları belirsizliklerin giderilmesine ve sektörlerin kambiyo zararlarının en aza indirilmesine yoğunlaştı. İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, odanın nisan ayı meclisinde sorunu gündeme taşırken, “Yakın zamanda Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararda yapılan düzenleme ile menkul satış sözleşmelerinin ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yapılması zorunlu hale getirilmiştir. Ancak döviz cinsinden yapılan sözleşmelerde ödeme günü geldiğinde hangi kurun esas alınacağına dair piyasada ciddi karmaşa yaşanmaktadır” ifadelerini kullandı.
“Bazı bankalar kötüye kullanıyor”
İTO’nun mayıs ayı olağan meclis toplantısında da gündeme ve bazı komite üyelerinin kargaşaya yol açan uygulamaya yönelik düzenleme beklentilerine ilişkin meclise hitap eden İTO Başkanı Şekib Avdagiç, “Uygulama yürürlüğe girdiğinde çok net söyledik ki bu sadece ve sadece bankalara kambiyo kârı kazandırmaya yetiyor. Biz ödemenin hangi kurdan yapılacağı konusunda anlaşsak bile, bazı bankaların oluşan bu imkanı kötü kullandığını, karar çıkmadan önceki dönemlere göre kur alış-satış makasını çok açtığını görüyoruz. Karar öncesi bindelerde olan oranlar yüzdelere çıktı” dedi. Avdagiç, son dönemde işletmelerin artan kambiyo zararlarının düşürülmesine yönelik olarak da, “Biz diyoruz ki, ihracat geliri olanlar eğer ithalat için bunu kullanıyorlarsa, bankalar buradaki kambiyo gelirini bu rakamdan sıfırlasın. Bunun üzerine yoğunlaştık. En azından konuyu buradan daraltalım, bu sıkıntıları çözelim istiyoruz” diye konuştu.
“Firmalar çözüm arayışına girdi”
Sorunu İTO meclis kürsüsüne taşıyan İTO Demir ve Demir Dışı Metaller Komite Üyesi Ali Bakaner ise şu ifadeleri kullandı: “Demir dışı metaller olarak bilhassa bakır ve alüminyum hammaddelerini dışarıdan ithal ediyoruz. Bu hammaddelerle katma değer yaratıp hem ihracat yapıyoruz hem de iç piyasaya veriyoruz. 19 Nisan’dan bu yana iç piyasada TL ile tahsilat yaptığımız için kur farkından dolayı sorunlar yaşamaya başladık. Hangi döviz kurunun kabul edileceği ile ilgili müşterilerimizle tartışmalar yaşıyoruz. Bir kaos yaşanıyor. İşin en tehlikeli kısmı bazı firmalarımız yurtdışında firma açma teamülüne başladılar. Burada ne devlet kazanıyor ne iş insanları, sadece bankalar kazanıyor.” İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Başkanı Çetin Tecdelioğlu da piyasada ciddi bir kargaşa olduğunu söylerken, “Kontratlar yine dolar üzerinden ama ödemeler TL. Kurdan dolayı maliyet oluştu. Bankaların kur alım-satım farkları ihracatçılara maliyet unsuru yaratıyor ve iş yükü getiriyor. Şu an ülkemizin dövizle ilgili sıkıntılı bir süreci var. Dolayısıyla bu uygulanmak zorunda. Uygulamanın belli bir süre sonra kaldırılacağını ümit ediyoruz” diye konuştu.
“Olası kur şokunda sorun daha da büyür”
TOBB Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektör Meclisi Başkanı Şeref Fayat ise piyasadaki kur kargaşasını anlatırken, olası bir kur şokunun uygulamada daha büyük anlaşmazlıklara yol açabileceği uyarısında bulundu. Fayat, “Ödeme günü hangi kurun kabul edileceği kargaşası var. Kanun koyucunun bu noktada bunun adını koyması gerekiyor. Yani bir standart sunup belirsizliği gidermesi uygun olur. Yoksa bu kavga sürecek” dedi. Olası bir kur şokunun ise döviz sözleşmelerinin TL ödemelerinde daha büyük anlaşmazlıklar doğuracağına işaret eden Fayat, şu ifadeleri kullandı: “Eğer yine bir kur şoku olursa, bu durumda kur farkı ödemek istemeyenler çıkacak. Faturanız dolar ama çeki TL yazıyorsunuz. O gün geldiğinde kur farkını ödemek istemeyecek olanlar çıkacak. Hammaddeyi döviz aldığı için kur farkını ödemek isteyen de mağdur olacak. Kur şokunda bu işin sonucu daha ağır olur. Anlaşmazlıklar mahkemeye taşınır.
TL çekler yazılırken risk pazarlığı yapılıyor
PAGEV Danışma Kurulu Üyesi olan Polystan Polimer Genel Müdürü Zeki Kebudi, döviz alış satışlar nedeniyle piyasanın kısır bir döngüye girdiğini kayderek firmaların yaşadığı kur kargaşasını şöyle tarif etti: “TL ile alışveriş bazı işlerin doğasına aykırı. Özellikle plastik hammaddesinde bu iş dolar ile konuşulur. Biz hammadde ithal ediyoruz, dolar ödüyoruz. Bizim gibi sektörlerde firmalar elinde döviz tutmak zorunda. Müşterinin elinde dolar var ama bunu bozup TL ödüyor. Malı satan da TL ödemeyi alıyor. Yeniden hammadde alacağı için tekrar dolar alıyor. Parayı ödeyen düşüğe bozup ödemeyi yaparken, malı satan yeniden dolar alacağı için karşı tarafa yüksek kur veriyor. İşte burada da ihtilaflar yaşanıyor. İşlerin hızlanıp gideceği yerde, piyasa en çok dolar konuşuyor. Kur savaşları başladı. Bundan dolayı tahsilatlar da gecikiyor. Döviz çeki yazılamıyor, TL çekler yazılırken risk pazarlığı yapılıyor."
Tedarikçi finansmanı ortadan kalktı
Uygulamayı değerlendiren Servo Capital Yönetici Ortağı Kaan Kiziroğlu, Türkiye’de üretilen malın maliyetinin neredeyse yüzde 70’inin ithal olduğunu hatırlatarak, şunları söyledi: “Peki hangi kur olacak? Malı alan alış kurundan, satan ise satış kurundan ödeme ister. Bunlar hep stres yaratıyor. Üretimin yüzde 70’i ithale dayalı. İthal ettiğimiz için de şirketlerin döviz tutması lazım. TL eskiden reel faiz verdiği için insanlar TL’de de duruyordu, ama algı ‘TL reel faiz vermiyor’ şeklinde olduğu için şirket dövize dönmek zorunda kalıyor. Öte yandan sistem işletme sermayesini tedarikçiden fonlayabilirken, bu belirsizlikten dolayı artık tedarikçi finansmanı da kalktı. İşletme sermayesi ihtiyacı TL bazında en az 4 katına çıkmışken şimdi tedarikçi finansmanından da olduk.” Piyasanın bu uygulamaya alışacağını, ancak bunun biraz zaman alacağına işaret eden Kiziroğlu, “Kamu otoritesi ihtilafl arı çözmek adına örnek bir çözümü standart bir şekilde açıklamalı. Örneğin ödeme günü hangi kurun baz alınacağını, gecikme halinde hangi kurun dikkate alınacağı gibi… En azından bu ihtilafl arı azaltır” dedi.
Ekonomi,Borsa ve Finans piyasalarını bizden izleyin,bir adım önde olun.
BORSASEANS.COM