2013-2023 çıkış döneminde yaşana çıkışın ardından yabancı yatırımcılar Türkiye’nin normale ve normlara dönüş hikayesini satın almaya başlarken, son dönemde tekrardan Türk varlıklarına ilgileri artmış durumda. Merkez Bankası’nın sıkı duruşu ve artan yabancı ilgisiyle Türk Lirasına olan talep artmaya başladı.
TCMB’nin bu kararlı para politikası ve buna eşlik edecek mali sıkılaşma süreci, ekonomide normlara dönüş senaryosunun en önemli araçlarından biri olarak fiyat istikrarının sağlanması ve piyasalarda öngörülebilirliğin artmasına destek olabileceği için orta uzun vadede TL oldukça pozitif bir tablonun oluştuğunu söylemek mümkün.
Özellikle tahvil tarafına çok ciddi bir giriş yaşanıyor. 10 Mayıs haftası verilerine göre Türk tahvillerine haftalık bazda son 11 yılın en büyük girişi gerçekleşti. Önceki hafta 761 milyon dolar tahvil girişi görülürken, geçen hafta 2,83 milyar dolarlık tahvil alımı gerçekleşti. Yabancılar ihalelere de fazlasıyla ilgi gösteriyor.
Merkez bekle gör moduna geçebilir
Kararlı duruşunu her fırsatta dile getiren TCMB, geçen hafta açıklanan enflasyon raporunda 2024 yıl sonu enflasyon tahminlerini 2 puan artışla yüzde 38’e revize ettiklerini açıklarken ‘Sıkılaşma’ vurgusu toplantının her noktasında defaatle vurgulandı.
Bu hafta gerçekleşecek TCMB Para Politikası toplantısında da aynı güçlü vurgunun devamını beklerken, faiz oranlarının %50 seviyesinde sabit bırakılacağını düşünüyorum. Türk Lirası’nın sunduğu cazip carry trade fırsatının yabancılar tarafından net bir şekilde fırsata dönüştürülmesi ve TL varlıklara olan taleple birlikte kur üzerinde azalan baskı, yaz aylarıyla birlikte düşüş eğilimine girmesi beklenen enflasyon ile birlikte Merkez Bankasını bekle-gör moduna geçireceği kanaatindeyim.
TL reel anlamda değer kazanmaya devam ediyor
Henüz yerli yatırımcıların kemikleşmiş döviz alışkanlığını tam olarak kıramamış olmakla mevcut politika setinin devamı, özellikle yaz aylarıyla birlikte artmasını beklediğimiz döviz girişinin (hem sermaye akımı hem de turizm kaynaklı) katkısıyla TL’nin yılın devamında reel anlamda değer kazanmaya devam etmesini bekliyorum.
Bu durum ihracatçı şirketler açısından kısa vadede çok olumlu bir tablo yaratmıyor olsa da, orta-uzun vadede dengeli ve istikrarlı bir kur daha tercih edilecek bir senaryo olacaktır kanaatindeyim. Son dönemde TL’ye artan talep ile birlikte TCMB de rezervlerinde de artış devam ediyor.
Son alımlarla birlikte TCMB’nin seçim sonrasında gerçekleştiği döviz alımı 50 milyar dolara yaklaştı10 Mayıs itibarıyla TCMB toplam rezervleri, bir önceki haftaya göre 7 milyar 547 milyon dolar artarak 126 milyar 855 milyon dolardan 134 milyar 402 milyon dolara çıktı. Haftalık bazda 27 Ağustos 2021’den bu yana en güçlü haftalık rezerv artışına işaret etti. TCMB’nin swap hariç net rezervi geçen hafta 9,5 milyar dolar iyileşti. Son veriyle birlikte TCMB’nin swap hariç net rezervi eksi 14,1 milyar dolara yükseldi. Seçimden önce swap hariç net rezerv eksi 65,5 milyar dolar ile rekor düşük seviyeyi görmüştü.
Seçimden sonra ise yapılan Döviz alımlarıyla swap hariç net rezervde 51 milyar dolara varan artış gerçekleşti. Yabancıların Türk bankalarıyla yaptığı swap miktarındaki artışlar da dikkat çekici. Geçen hafta swap miktarında 4,6 milyar dolarlık artış gözlemliyoruz. Son yedi haftada kümülatif swap miktarı artışı ise 13,6 milyar dolar. Dolar borçlanıp Türk lirası varlıklarına yatırım yapmak, gelişmekte olan piyasalarda son 6 ayın en fazla getiri sağlayan carry-trade işlemi oldu.
Yaz aylarında para girişi hızlanabilir
Seçimlerin geride kalması, TCMB rezervlerinde yaşanan iyileşme, not artırımına yönelik artan beklentiler ve yaz aylarıyla birlikte başlaması olası dezenflasyonist süreç özellikle sıcak para anlamında yabancı girişlerinin artarak devam etmesini beraberinde getirebilir. Öncelikle TL’nin cazip faizinden faydalanmak motivasyonuyla swap kanalı ve tahvil tarafında Türk varlıklarına ilgisini gösteren yabancının, ilerleyen süreçte Borsa ve en son aşamada da (2025 ve sonrası) doğrudan yatırımlar kanalıyla Türkiye’ye olan ilgisinin süreceğini düşünüyorum.
Kaynak: Dünya (Volkan Dükkancık - alıntı)