Bu adım, ABD’nin son yıllarda savunduğu serbest ticaret ilkelerinden ve küreselleşme politikalarından önemli bir sapma anlamına geliyor. Yeni politikaların temelinde, ABD’nin ticaret açığı verdiği ülkelere karşı ticaret dengelerini yeniden kurma amacı yer alıyor.

Tarifeler kapsamında, tüm ithalat kalemlerine yönelik %10’luk genel bir vergi uygulanmaya başlandı. Bu vergi, 5 Nisan’da yürürlüğe girdi ve ABD’ye mal ihraç eden tüm ülkeleri kapsıyor. Bununla birlikte, 57 ülkeye ise ek oranlarla “özel tarifeler” uygulandı. Bu oranlar, ilgili ülkelerin ABD’ye karşı uyguladığı ticaret engellerinin düzeyine göre belirlendi ve %11 ila %50 arasında değişiyor.

Yeni tarifeler kapsamında en sert önlem Çin’e karşı alındı. Çin menşeli ürünler için %104’e kadar ulaşan bir vergi uygulanmaya başlandı. Daha önce uygulanan %20’lik tarifenin üzerine önce %34, ardından da son dakika kararıyla %50’lik ek tarife konuldu. Çin’in ardından en yüksek tarifeye tabi ülkeler arasında Vietnam (%46), Japonya (%24) ve Avrupa Birliği (%20) yer aldı.

Trump yönetimi bu adımı, ABD’nin çıkarlarını daha güçlü korumak amacıyla attığını belirtiyor. Ancak ekonomi çevrelerinden gelen analizler, özellikle yüksek ithalata dayalı sektörlerde bu tür vergilerin iç piyasada enflasyona ve maliyet artışlarına neden olabileceğine işaret ediyor. Ayrıca bazı ticaret ortaklarından misilleme gelebileceği yönünde endişeler bulunuyor.

ABD Başkanı Trump, Beyaz Saray’da düzenlenen bir etkinlikte yaptığı açıklamada, yeni tarifeler sayesinde ABD’nin günlük 2 milyar dolarlık gelir elde ettiğini iddia etti. Ancak bu açıklamanın detayları verilmedi. Mevcut verilere göre, ABD Hazine Bakanlığının genel muhasebe hesaplarında yer alan “Gümrük ve Belirli Tüketim Vergileri” başlığı altındaki günlük ortalama gelir, Nisan ayı itibarıyla yaklaşık 200 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti.